2 Mart 2010 Salı
MİLLİ TAKIMIN YENİ FORMASI
Bu akşam Milli Takım yeni formasıyla İnönü stadında ilk maçına çıkıyor. Bu blogta ilk kez forma değerlendirmesinde bulunuyorum. Aslında çocukluğumdan bu yana formalar ve forma numaraları ile özel olarak ilgilenmeme rağmen formalar ile ilgili bir blog olduğu için bu alana pek girmek istemedim. İlgili blog için http://www.galatasarayformalari.blogspot.com. Oldukça zengin bir arşivi olan blog, meraklıları için takip edilmesi gerekenler arasına eklenmelidir.
1994 yılından sonraki formaları değerlendirmek gerekirse tek kelime ile rezalet tanımlamasında bulunabiliriz. Kırmızı-Beyaz renklerden bu kadar kötü forma yapmayı nasıl başardılar anlamakta zorlanıyorum. 1996 Avrupa Şampiyonası,2000 Avrupa Şampiyonası ve 2002 Dünya Kupasında giydiğimiz formaların fotoğraflarını yorumsuz yayınlıyorum.
Euro 1996 beyaz forma
Euro 1996 Kırmızı Forma
Euro 2000 Beyaz Forma
Euro 2000 Kırmızı Forma
Dünya Kupası 2002 Beyaz Forma
Dünya Kupası 2002 Kırmızı Forma
Euro 2008’de giydiğimiz formalar bunlarla kıyaslandığında daha iyiydi. Bir gömlek üstündü diyebiliriz ama o kadar.
İlk Milli Maçımız
Aşağıda gördüğünüz fotoğrafın yılı tam olarak bilinmemekle birlikte 1930’lu yıllarda olması gerekiyor. Fotoğraftaki futbolcu Beşiktaş’ın ilk milli oyuncularından. Fotoğrafı kendi cep telefonumla çektim, restoran sahibine sorduğumda (Beşiktaş Şöhretler Köftecisi) sadece bu bilgiyi verebildi.
1920'li yıllar
1954 Yılı
1974 Yılı
1990 Yılı
Ve yeni formamız. Bu forma bizim esas formamız. Ne gerek vardı bu kadar maceraya? Sonunda harika bir forma yaptık. En önemli özelliği bayrak formanın üzerinde olduğu için başka bir bayrak veya logoya gerek kalmaması. Tebrikler. Mükemmel bir forma oldu. Uzun yıllar değiştirmeyiz diye ümit ediyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Euro 2000'de giydiğimiz forma ve 2002 Dünya Kupası'nda Tugay'ın üzerindeki formalar şimdiye kadar olanlar arasında en iyileriydi bence.
YanıtlaSilEuro 2000'de İtalya maçı hariç beyaz formayı tercih ettik. Aslında kırmızı forma daha güzelmiş.
YanıtlaSilTugay'ın üzerindeki beyaz forma ise dizayn olarak iyi ama futbolcunun üzerine yapışmıyor bol bir t-shirt gibi görünüyordu. Bir de klasik formamızdaki gibi göğüs bandının üzerinde Türk bayrağı yok.
Ne bileyim ısınamadım bu formalara. Eski formaya dönüş isabetli oldu diye düşünüyorum. Bende var böyle bir şey, eskiye özlem. O yüzden nostalji bölümü ile Dünya Kupası Anıları bölümlerini çok seviyorum.
Öncelikle Galatasaray Formaları Ekibi adına teşekkür ederim.
YanıtlaSilFormaya gelince; 1994 yılından beri yapılmış en güzel forma. Hatta işe sadece görüntü değil, teknolojisi, rahatlığı vs... katarsak bu zamana kadar yapılmış en güzel Milli Takım forması. Eski zamanlarda kimselerin formalara karıştığı yoktu. Ne dikilirse o giyilirdi. Bu karışık dönemlerde kulüpler bile (örneğin Galatasaray) her sezon bilmem kaç tane, maçtan maça değişen forma ile çıkardı. Ancak Milli Takım ki Dünya'da tektir, başka hiçbir ulusal takımda görülmemiştir, 1924 yılından 1994 yılına kadar aynı tasarımı tam 70 sene boyunca korumuştur. O dönemler için forma tasarımını korumak mucize gibi. 1994'te değişen formalarda bir tutarsızlık olduğu belli oluyor. Bir konuda tutarsızlık yaşıyorsan başarısızsın demektir. Hiçbir forma bu 16 senede birbirine benzemiyor. Kendinde özgü değil. Mesela 96 adidaslarını her milli takım aynı kalıpla giyiyordu. Sadece renkler farklı. Bugüne kadar yapılmış Nike formaları da öyle. Her Nike giyen takım tek tip sadece renkler farklı. Kısacası bize özgü olmayan, bizi yansıtmayan formalar yapılıyordu. Ta ki bugüne kadar. İlk Milli formamızı yansıtan bu forma yapılana kadar. Böylelikle 16 senelik macera sona erdi ve esas formamıza kavuştuk.
Saygılar, sevgiler...
Bir forma meraklısı ve bu ülkenin vatandaşı olarak tek dileğim aynı hataların tekrarlanmaması ve oynadığımız Milli maçlarda formamızla tanınmamız.
YanıtlaSilÇin ile oynadığımız maçta aynı forma dizaynına sahip olduğumuz için kırmızı ve beyaz formalılar şeklinde ayırt ediliyorduk. Artık bizi diğer takımlardan ayıran bir formamız var.
Kaptanlık sorunu da bir an önce çözülmeli. Gazetecilere hakaret eden, hareket çeken, her maç hem rakibe hem de hakemlere her türlüğü ahlak dışı hareketlerde bulunan bir kişi bu takımın kaptanı olmamalı. Oğuz takım kaptanı Emre'dir demiş. Halbuki Fatih Terim Emre'den kaptanlığı almıştı. İşte size bir tutarsızlık örneği daha...