14 Mart 2010 Pazar
GALATASARAY - ANKARAGÜCÜ : MAÇ YAZISI
Bir gün önce Ankara deplasmanında Fenerbahçe’nin puan kaybetmesi akıllara 2 hafta önceki Kasımpaşa maçını getirdi. Yine Fenerbahçe puan kaybetmiş biz de Ali Sami Yen’de maça çıkıyorduk. Heyecanla beklemeye başladık.
Öncelikle Galatasaray’ı yeniden parçalı formayla görmek bizleri çok mutlu etti, buradan Ali Sami Yen’de parçalı forma dışında forma giymeye karar verenlere duyurulur.
Kalede Leo, savunmada Sabri – Servet – Neill- Caner, orta sahada Barış – M.Sarp – Elano, hücumda Gio – Jo – Keita onbiri ile maça başladık. İlk dakikadan itibaren hücum presin en iyi örneklerini verdiğimiz Kasımpaşa maçındaki gibiydik. Neill’in akıllıca pası ile Keita pozisyonu hazırladı ve Jo ile golü bulduk. Henüz 3. dakikada öne geçtik. Neill’in goldeki payı büyüktü. Büyüksün Neill. Bu adama hayranlığımı her maç yazımda belirtmek zorunda mıyım? Keita pozisyonu kovaladı ve Jo işi bitirdi.
Golden sonra akıllara acaba kontrollü oyunu oynayabilecek miyiz sorusu geldi. Oynadık. Rakibin topla oynamasına izin verdik ama asla 3. bölgeye geçmelerine müsaade etmedik. Yaptığımız presle oyunlarını bozduk. Yine Gio ile başlayan pres Keita’da sanat eserine dönüştü. Sen nasıl bir adamsın Keita? Topu kaptı rakibinden kurtardı tamam da kalecinin üzerinden topa yaptığı yumuşacık dokunuş ve tekrar ikili mücadele ile topu içeri atması. Son pozisyonda rakip oyuncu Keita’nın boynunu tutuyordu sanki bir boğa ile insanın mücadelesi vardı Ali Sami Yen çimlerinde. Her zaman derim Keita fantastik bir oyuncu, birkaç maç kötü oynayınca harcamayın.
Maç ile ilgili fazla konuşacak bir şey olmadığına göre biraz konuyu dağıtalım. Birisi bizim oyunculara taç atmayı öğretsin. Lütfen… 2 taç atışından birisini mutlaka rakibe teslim ediyoruz. İnanılır gibi değil.
Ankaragücü’ne gelirsek 2005 yılında ayrıldığım ve bir daha adım atmadığım Ankara’nın hiç değiştiğini sanmıyorum. Ama Ankaragücü çok değişmiş. Gecekondu’nun takımı Gökçek’lerin oyuncağı olmuş. Başkentin tek futbol takımı da Gökçek’lerin eline geçmişse artık Başkent için futbol olayı bitmiştir. Ankaraspor orjinli oyuncular ve devre arası alınmış fason yıldızlar ile bezenmiş takım kağıt üzerinde iyi ama sahada birbirinden kopuk oyuncular topluluğuna benziyor. Onbir tane birbirini tanımayan beraber hiç idman yapmamış oyuncuyu sahaya çıkarsanız eminim daha iyi bir yardımlaşma ve kolektif bütünlük sergilerler. Öğrenciyken maçlarını gecekondu tribününde izlediğim şehrin tek futbol ekolü olan takımı şimdi ne hale gelmiş. ‘Ankara Kümeye’ tezahüratına katılmadım dersem yalan söylemiş olurum.
77. dakikada Baros oyuna girerken tek isteğim onun bir gol atmasıydı. Uzatma dakikalarında golle buluşunca gol sevincimi biraz abarttığımı fark ettim çünkü herkes bana bakıyordu :). Çok özledik seni Baros.
Keita’nın gecesiydi. Neill’in ilk golde attığı harika pasın benzerini bu kez uzatma dakikalarında yakalayıp Baros’a attırdığı golde iyice büyüdü Fildişili oyuncu. Sabri çok iyi işler yaptı. Neill, Jo ve Elano’yu da tebrik etmek lazım. Çok iyi mücadele ettiler.
Neill’in M.Topal, M.Sarp, Barış gibi orta saha oyuncularımızdan daha iyi top çıkardığına sevinsem mi üzülsem mi kararsızım. Siz de dersiniz?
Sabri takım kaptanı olarak çıktı sahaya. Pek yakışmadı. Nasıl derler üzerinde iyi durmadı işte. Cüneyt, Tugay, Bülent ve Hakan’dan sonra Arda yakıştı kaptanlığa ama Sabri olmadı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sabri'ye yakışmadı derken Başaran Bey ?
YanıtlaSilGalatasaray'ın alt yapısından çıkmış bir oyuncuya kaptanlık her zaman yakışır.
Geçmişte ki hatalarından ders çıkarmış ve bu sezon takımın en kilit isimlerinden biri olmayı başarmış Sabri Sarıoğlu'na kaptanlık yakışmıştır.
Galatasaray'ın bundan önceki kaptanlarına yakıştığı gibi.
Murat Aydın.
Murat bey Sabri bu senenin flaş futbolcuları arasında. Takımın en istikrarlı ve en faydalı isimlerinden birisi. Ama kaptanlık için herkes tarafından kabul görmek gerekmez mi?
YanıtlaSilArda,Ayhan ve Emre olmayınca kim kaptan çıktı diye bakmamız bile bunun bir izahıdır. Herkes o anda kaptanlık pazubandı Sabri'dedir düşüncesinde değildi haksız mıyım?
Saygılarımla
Başaran Bey, maç öncesi adım kadar emindim kaptanlık pazubandının Sabri'de olduğundan.
YanıtlaSilBu arada yazılarınızı zevkle okuyoruz. Çok güzel bir blog sayfanız var.
Murat Aydın
Teşekkürler Murat bey,
YanıtlaSilBen de Sabri'ye yönelik bir grubun tepkisinden etkilenmiş olabilirim. Eleştirimin yersiz olduğuna karar verdim.
Sabri altyapıdan yetişmiş değerli bir oyuncumuz. Bu seneki performansı ile övgüyü hak ediyor. Geçmiş yıllarda yaptığı hatalardan ders almış ve Rijkaard'ın sisteminin kilit oyuncularından. Ona bir maçlığına da olsa kaptanlık pazubandını çok görmemek lazım. Gerçekten hak etti.
Hep böyle devam et Sabri.
Saygılarımla