25 Nisan 2010 Pazar

GALATASARAY - BURSASPOR : MAÇ YAZISI


Maçtaydım.

Her zamanki gibi kapalı üst tribünde yerimizi aldık. Maçtan önce sokağın pek havası yoktu. Artık off sezondayız ne de olsa.

Önceki yazımda antu adlı taraftar sitesinin geçen hafta ‘yatış hazırlıkları tamam’ başlığının altına bir de yatak fotoğrafı koyarak yaptığı iğrenç imaya değinmiştim. Bu özürlü kitlenin böyle bir şeyi nasıl düşünebildiklerini anlamlandıramıyorum. O küçücük beyinleri ile bizi yani 1905 yılında kurulmuş Galatasaray’ı gaza getirmeye mi çalıştılar acaba? Ne dahiyane bir düşünce. Bizim oyuncularımız da gaza geldi ve Bursaspor’a yenilmedi. Süper ligimizin yeni lideri de Fenerbahçe oldu.

Maçla ilgili düşüncemi belirtmiştim. Galatasaray her zaman kazanmak için sahaya çıkar. Şike bizim işimiz değil. Onu o işi yapanlara soracaksınız.

Güzel bir mücadele oldu. Bursaspor’un organize tek bir atağı olmamasına rağmen maç özetlerine bakıldığında hemen hemen eşit sayıda pozisyon olduğu görülüyor. İlk yarı ve ikinci yarının önemli bir bölümünde rakibi ezdik. Bursaspor çok bunaldı. Sahasından çıkmakta zorlandı. Bu kadar pozisyona nasıl girdi derseniz Arda beş kişinin arasına daldı, Caner üç kişiyi birden çalımlamaya kalktı, Mehmet Topal topla buluşunca ne yapacağına karar veremedi vesaire. Bu şekilde kaptırdığımız toplar bize pozisyon olarak döndü. Bunların dışında Bursaspor pas yapıp oyun kurmak gibi bir düşünce ile sahaya çıkmamıştı zaten. Futbolcunun taç atışından korner atışından anlarsınız. Bursaspor maçı idare etmeye çalıştı. Bir gol bulursam üstüne yatarım düşüncesi ile oynadı süper ligimizin süper lideri. Golü bulamadı. Biz de bulamadık.

Lucas yine harikalar yarattı. Müthiş oynadı. Tek başına savunmayı toparladı. Giovani her zamanki gibi hırslıydı. Keita ilk yarı çok kötüydü ama ikinci yarının en iyilerindendi. Arda ile Elano ile ilgili bir şey yazmayacağım. Pek göremedim de. Caner herkesi isyan ettirdi. Aykut ise şaşırttı.

Seyirci coşkuluydu. Maçın tek çirkini ise hakemdi. Hakemler hakkında yazmak adetimiz değil. A.Madrid maçında penaltımızı vermeyen hakem hakkında bile yazmadık ama Bünyamin Gezer adlı hakemin bu maça atanması gerçekten kasıtlıydı. Kendisinden beklendiği gibi bir maç yönetti. İnsan 1.000.- TL para almak için annesine küfrettirmemeli. Tabi taraftarın da küfretmemesi gerekir ne kadar yanlış kararlar verirse versin. Ama küfür edileceğini bile bile bu kadar bariz bir şekilde yanlı davranmayı seçen de kendisi. Küfürü hak etti demiyorum ama Ali Sami Yen’de Galatasaray aleyhine bu kadar çalıştıktan sonra küfür yemesi kaçınılmazdı. En azından yardımcısının kafası yarılmadı:)


Maçtan sonra Arda’nın yaptığı açıklamalar inanılmaz. Kolay mı Bülent Korkmaz olmak. Kolay mı Hakan Şükür olmak. O kadar da değil. Haklı yönleri var tabi ama kendisine örnek aldığı kişiler bu takıma kupalar kazandırdı. Arda ise yalnızca yarattığı sorunlar ile hatırlanacak eğer bu sezon son sezonuysa.

Sezon bizim için bitti. Sezonu erken kapatma artık sıkıcı olmaya başladı. Geçen sezon daha erken kapatmıştık. Ama yeter. Bundan sonra daha planlı bir transfer politikası ile sezon sonuna kadar yarışın içinde olmak istiyoruz. Şu ligde bile sezonu erken kapatıyorsak özeleştiri şart. Biz nerde yanlış yaptık?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails