24 Aralık 2010 Cuma

FATİH TERİM & FENERBAHÇE


Bu kadar da olmaz.

Tamam daha önce de benzer haberler yapıldı ama bu ne ya? Kafanız mı güzel sizin?

22 Aralık 2010 Çarşamba

HAKAN ŞÜKÜR İLK RÖPORTAJLAR



Hakan Şükür efsanesi.

Sakaryaspor'da oynadığı dönemi pek hatırlayamamakla birlikte Bursaspor performansını çok net hatırlıyorum. Bir nevi beraber büyüdük diyebilirim. 1980'li yılların başlarında doğanlar resmen Hakan Şükür ile büyümüştür. Prekazi,Tanju,Kosecki hepsini hatırlarız ama Hakan Şükür'ü Türk futboluna girişi ve yükselişi ile adıma adım izledik.

Geçen yıl Kral ile Adnan Öztürk'ün ofisinde tanışma fırsatı buldum. Sohbet ettik biraz. Fotoğraf çektirdik. BEnim için çok önemli bir andı.

Kendisinin siyasi görüşüne tamamen zıt olsam da bu onun bizlere yaşattığı mutlulukları unutmamızı gerektirmiyor. Sanırım tek hatası ona saldıranların bu davranışlarının temelinde kendisinin siyasi görüşünün olduğunu düşünmesidir. Halbuki Hakan Şükür'e Galatasaray'lı olduğu için parçalı formayı giydiği için saldırdılar yıllarca. Yurtdışına gittiği halde eleştiriler bir türlü bitmedi. Aynen orospu çocuğu Emre B.'na yapıldığı gibi. Ama Emre dönüşte karşı yakanın takımına geçti. Şimdilerde bir tek hakemin anasını sikmediği kalıyor ama çıt çıkaran var mı? O Türk futbolunun gözbebeği. Konu istemeden yine Emre'ye geldi ama bu gerçeği görmezden gelemeyiz.

Yukarıda Hakan Şükür'ün ilk röportajlarından birisi var. Yorum sizlerin.

10 Aralık 2010 Cuma

GALATASARAY 2010-2011 İKİNCİ YARI


İkinci yarı Hagi-Tugay ikilisi bize nasıl bir Galatasaray izletecek bunun cevabını arıyoruz. Melih abinin de yazdığı gibi 4-2-3-1 formasyonu bu takıma en uygun modeldir. Misimovic'in out olması Arda'nın geçen sezona fırtına gibi giren takımdaki 10 numara pozisyonuna geri döneceği anlamı taşıyordu. Parçalar birleşince Hagi-Tugay ikilisinin kafasındakiler daha net anlaşılıyor.

Başarı için transferlerin tutması şart. Aksi takdirde off-sezon resmen başlamış olabilir.

Orta sahaya Ledesma gibi, sol açığa da Keita tarzı bir oyuncu almamız şart. İleri uçta da gerçek bir santrafor bulursak işler kolaylaşacak. Rıdvan cahilinin deyimleriyle topu alır indirir, arkadaşlarına boş alan bırakır, ayak içi iyi Güntekin, sırtı dönük oynar, alır verir, driplingi var, kafa vurur, topla kateder bir santrafor bulacağız.

Savunmada ise Servet'in yerine bir transfer gerekmekte. Hatta altyapıdan bir oyuncu bile oynasın yeter ki bu adam gitsin. Ali Sami Yen'de oynanan Ankaragücü maçları emre b. ile Servet'in çok da farklı karakterde olmadıklarını göstermiştir. 2001 yılı Mayıs ayındaki Ankaragücü maçı ile bu sezon oynadığımız maç ne kadar da birbirine benziyor.

Kalede şimdilik Ufuk'a şans vermekte fayda var.

Geçer bugünler, yeniden kupa bizim diye haykıracağımız günler gelecek.

8 Aralık 2010 Çarşamba

GALATASARAY BUNLARI DA TEPELEYECEKTİR


Geçen seçimden önce bir yazı yazmıştım. O zaman açık açık ben Adnan Öztürk'ü destekliyorum demek isterdim. Ama diyemedim. alisamiyen.net okurları bilirler beni. Tarafsız olmalıyız diyen tek kişiydim ve sen Adnan Öztürk yalakasısın diye hakaret ettiler. Tabi bunu yapan birkaç kişi. Forum yazarı ise 3000 civarında. Sakın en düzeyli Galatasaray forumu ile ilgili olumsuz bir yorum yaptığım anlaşılmasın. Halen forumun yazarıyım.

Gelecek tepkilerden çekindiğim için tarafsızlık dedim ama Adnan Polat'a da hiç güvenemedim. Nedeni Saftig'li Kuzmanovski'li 1994 model Galatasaray'a dayanır. O dönemi yaşayanlar iyi hatırlar. Şampiyonlar Liginde Manchester United'ı müthiş iki maç sonunda eleyerek Avrupa'da ilk sekize kalan takımı yerle bir etmişlerdi. Sezgin-Polat ikilisi bu kez fena çuvalladı. Ama Galatasaray camiası bunları da tepeleyecektir.

Hagi takımı bu kaostan kurtaracak tek kişidir. Yeter ki kendisine gerekli hamleleri yapma fırsatı verilsin. Commandante başaracak.

İşte geçen seçimden önceki yazım;

Bugün Galatasaray’ın seçimi var. Ben bir taraftar olarak seçimlerle ilgilenmeli miyim? Bu konu ile ilgili bir yazı yazmalı mıyım?

Taraftarlık nedir konusundan yola çıkarsak belki de daha iyi bir bakış açısı geliştirebiliriz. Taraftarlık evrensel bir kavramdır. Biz aşkımız renk aşkı, forma aşkı. Bundan dolayı parçalı forma ve sarı-kırmızı dışında bir renkte formayı benimseyemiyoruz. Turuncu formada, mor formada gösterilen direnç içimizdeki taraftarlık duygusundan kaynaklanıyor. Sahada beyaz forma ile bir takım görünce yine parçalı giymemişler diye sitem ediyoruz. Dünyanın her yerinde takımların sembolü renkleri ile formalarıdır.

Avrupa’nın bir çok kulübünde başkanların isimleri bilinmez. Profesyonel yöneticiler kulüpleri idare eder. Bizim ülkemizde ise henüz kurumsallaşma tamamlanamadığı için aile şirketleri olan zenginler, silah kaçakçıları, mafya babaları bu işleri yürüttüler. Galatasaray ise bu sistemin dışında kalmıştır. Tarihin en önemli seçiminde Cem Uzan kongre üyeleri tarafından saf dışı edilmiştir. Belki Tükiye Cumhuriyeti’ne başbakan olacak birisi Galatasaray’a başkan olamamıştır. Lisenin refleksleri bu tür insanların Galatasaray’ın kapısından içeri girememesi konusunda en önemli güvencedir.

Seçim konusu bu bağlamda değerlendirildiği zaman taraftar ile ilişkisizdir. Bizim rengimiz sarı-kırmızı. Kimin başkan seçileceği beni niye ilgilendirsin?

Bunun aksini düşünen arkadaşlar ise ben kombine alıyorum, store’dan alışveriş yapıyorum, GS Mobile kullanıyorum, o zaman benim de söz hakkım var diyor. Bir grup kongre üyesi 25 Milyon taraftarı olan bir kulübün geleceğine yön vermemeli argumanını öne sürüyor.

İlk bakışta mantıklı gelmesine rağmen biz Galatasaray’lı olurken o dönemde kim başkandı, kaç kongre üyesi vardı, kongre üyelerinin profili nasıldı şeklinde bir düşüncemiz yoktu. Misal ben Prekazi’nin Monaco’ya attığı gol ile sarı-kırmızı renklere gönül verdim. Sabaha kadar araçlar üzerinde insanlar gördüm. Konvoy vardı adeta bayram yaşanıyordu ülkemin bütün şehirlerinde. Bir toplumu bu kadar sevindiren takım Galatasaray’dı. Hep sevindirmedi mi? Sokaklara dökmedi mi güzel yurdumun insanını? Ne mutlu ki Galatasaray’lı olmuşum. Delikanlılık dönemimde üst üste dört şampiyonluk ve UEFA Kupası üstüne bir de Süper Kupa sevinci yaşadım. Toplamda 9 şampiyonluk ve sayısız kupa sevinci tatmışım.

Bana bütün bu mutlulukları yaşatan takımdan kimler geldi kimler geçti. Hatta dün gelen habere göre birisi cezaevinde, birisi de yarın oynanacak derbide Galatasaray’a gol atmak için dua ediyor. Kişiler gelir geçer. Başkanlar da gelir geçer. Özhan başkanı yıllarca acımasız bir şekilde eleştirdik. Bugün kimin başkan seçildiğinin benim gözümde bir önemi yok. Seçilecek başkana destek vereceğiz. Sonuçta iki aday da Galatasaray’a hizmet vermek için bu göreve talip oldu. Yıllar önce olduğu gibi Cem Uzan tarzı bir isim aday olsaydı o zaman ben de Galatasaray’dan taraf olarak seçim ile ilgilenirdim. Hatta seçim sürecinde diğer aday için aktif olarak çalışırdım. Ama bu seçimde öyle bir tehlike yok. Ne Yıldırım Demirören ne Aziz Yıldırım ne de Cem Uzan gibi figürler bu kulübe başkanlık yapamaz.

Oy verme işlemi bu saatlerde başlamış olmalı. Şirketler liginde KPMG futbol takımında oynayacağım için sağlık kontrolünden geçmem gerekiyor. Birkaç ufak tefek işim var onları halledeceğim sonra da derbi saatini bekleyeceğim. Nasıl olsa seçim sonuçları açıklanınca bir telefon gelir ve sonucu öğrenirim. Ve kim seçilirse seçilsin yine kombine alacağım, Store’dan alışveriş yapacağım, formamı giyip deplasmana gideceğim. Çünkü benim rengim sarı-kırmızı.

6 Aralık 2010 Pazartesi

ALİ DÜRÜST, FATİH TERİM'E GİTME DEMİŞ


Son duyum budur. Ali Dürüst, Adnan Polat'ın teklifini ciddi ciddi düşünen Terim'e gitme demiş.

Muhalefet, Ali Dürüst etrafında toplanmış görünüyor. Hocayı bile seçmişler.

Hayırlısı diyelim. Zaten bu yönetim de başkan da menajer müsvettesi de miadını doldurmuştu.

2 Aralık 2010 Perşembe

VE KUPA BİZİM BASAR KÜFÜRÜ

Bloga ilk postumu 9 Ocak 2010 tarihinde atmışım.

Ne kadar heyecanla başlamıştım blog yazılarıma. Bazı yazılarıma ekşisözlük, uAslan forumlarında vb. referans verildi ve binlerce kişi tarafından okundu. Tabi her zaman binlerce kişinin okumak isteyeceği yazılar yazamıyorsunuz. Yine de günlük ortalama 100 kişilik bir ziyaretçi kitlemiz oluştu.

İş yoğunluğu nedeniyle ara verdim ki takım freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Kombinemi yiyeceğim artık.

Kutsal mekanda son maçlarda yaşadıklarımız hiç olmadı. Halbuki ne zaferler yaşadık edebiyatı yapmayım mı? Yok yok baymayayım şimdi sizi.

Beni asıl üzen yönetimin tavrı. Yönetim istifa diyoruz oralı bile olmuyor. Sezgin gitsin o da yok. Ne oldu, Hagi geldi taraftar Hagi'yi seviyor, 6 ay daha rahatız. Mantık budur. Sizin amınıza koyum.

Blog yazılarında dikkat etmişsinizdir hep seviyeyi korumaya çalıştım. Hakaret, küfür hiç olmadı bu sayfada.

Ama artık yeter. Basacağım küfürü onun bunun çocuklarına.

Başaran Şahin.

GALATASARAY KOMEDİSİ


Galatasaray2da yaşananlar artık komedi ile ifade edilmek durumundadır. Elano'nun gidişi ile ilgili yorumumuzu yapmıştık.

Ve Adnan Polat'tan bir bomba daha.

Yetkiyi Hagi ile Adnan Sezgin'e verdik. Başarısız olurlarsa ne Hagi kalır ne Sezgin.

Yuuuuuuuuuuuuuuuh.

Ulan 3 yıldır rezil durumdayız Adnan Sezgin orada duruyor. Daha ne kadar rezil edeceksiniz bizi?

Peki sen ne zaman gideceksin?

Hani açık tribünde herkes gider biz kalırız diyoruz ya. Üstüne aldı galiba. Sen git biz kalırız Adnan. Bi siktir git.

1 Aralık 2010 Çarşamba

ELANO GİTTİ DE BU AÇIKLAMA NE OLUYOR?


Bu kadar komik bir açıklama olamaz.
Allah bizi aptal yerine koyanları nasıl biliyorsa öyle yapsın.
Bu hesaplamaya göre ben bu sene ev almayacağım o zaman 200.000 TL kardayım.

Yapılan hamleye gelince son derece doğru. Piyasası olmayan bir oyuncu Elano. Olsa bu fiyata satılmaz. Zamanında satmamak doğrudur yanlıştır o ayrı bir konu ama şu an için takıma hiçbir katkı yapmayan son Brezilya'lıyı göndermekten başka çare yoktu.
Hayırlı olsun. Ama şu açıklamayı yapanın da ta amına koyayım.

Duyuru: Elano Blumer Santos FC’ye Transfer Oldu

Galatasaray Profesyonel Futbol Takımı oyuncumuz Elano Blumer'in 2.900.000 avro bedelle SANTOS FC'ye transfer olması konusunda anlaşmaya varılmıştır. Oyuncu 31 Aralık 2012'ye kadar başka bir takıma daha yüksek bir bedelle transfer olduğu taktirde elde edilen karın %50'si de şirketimize ödenecektir.

Oyuncu aşağıda belirtilen alacaklarından vazgeçmistir:

2010-2011 sezonuyla ilgili olarak tahakkuk etmiş: 1.558.364 Euro, 12.000 Usd

2010-11 sezonu sonuna kadar tahakkuk edecek: 1.200.000 Euro

İleriki sezonlarda tahakkuk edecek toplam: 6.200.000 Euro

Menajer alacağı: 200.000 Euro

olmak üzere şirketimizin toplam taahhüdü 9.158.364 Euro ve 12.000 ABD Doları kadar azalmıştır.

Elano Blumer’e bugüne kadar Galatasaray’a vermiş olduğu hizmetlerinden dolayı teşekkür eder ve bundan sonraki futbol yaşamında başarılar dileriz.

Galatasaray Sportif AŞ.
Related Posts with Thumbnails